19 Eylül 2013 Perşembe

LİNÇ EDİLEN BİR SÖZLÜK


Son günlerde sosyal medyada bir atasözleri sözlüğü ile ilgili kınama mesajları dolaşıp duruyor. Duyarlı ve aklı başında insanların hassasiyet gösterdiği bir konudaki bir atasözüne yer vermiş olan bu sözlüğün okullarda kullanılmasına tepkiler artıyor.
Artan tepkilere nelerin yol açtığını anlamak güç değil. Kadınlara çirkin söylemlerle saldırılan, tecavüzcüler yerine tecavüz mağduru kadınların cezalandırıldığı, çocuk gelin trajedilerinin halen yaşandığı, dini alet ederek ahlak bekçiliğine kalkışanların sapıkça düşüncelerinin bırakın yetişkinleri çocuklarımızın dahi özgürlüklerine el uzattığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Hepimiz bunlar karşısında sesimizi yükseltmeyi vicdani bir görev biliyoruz.

Ancak unutmamalıyız ki sözlükler dilbilimciler tarafından ve nesnel kriterlere göre derlenir. Eleştirilen bu sözlükteki tartışma yaratan atasözü toprağımızın insanları tarafından yaratılmış ve bir kesimin korkunç sayabileceğimiz zihniyetini yansıtan bir atasözü. Bilimsel bir nesnellikle sözlükte kendine yer bulması eğitimciler için bir fırsat. İnsanımızın bu kötü söylemiyle onu yok saymadan bilinçli bir şekilde yüzleşmek olumsuzluğu pekiştirmekten çok dünyayı iyileştirmeye hizmet edecek sonuçlar doğurmaya yatkın. Sözlüğün atasözünü açıklaması sayesinde karşısında olmamız gereken kötülüğün şekli de tanımlanmış oluyor. Bakın İnkılap Kitabevi'nin konuyla ilgili basın açıklaması ne diyor:  

KAMUOYUNUN DİKKATİNE;

Türk Dil Kurumu tarafından ilk defa 1965 yılında, daha sonra, 1988 yılından itibaren İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlanmaya devam edilen Atasözleri Sözlüğü’ne dair sosyal medyada yayılan spekülasyonları üzülerek takip etmekteyiz. Üzerine spekülasyonlar yaratılarak eleştirilere maruz kalan eser, Türkiye’nin en değerli dilbilimcilerinden Ömer Asım Aksoy’un kaleme aldığı bir SÖZLÜKTÜR.  Sözlükler yaşayan dili belgeler, tarihi kayıtların oluşturulmasına yardım eder. Onaylamaz, yargılamaz, taraf tutmaz, olumlamaz. Sözlükler nesnel eserlerdir.

Sözlükler derleyicilerinin, dilbilimcilerin, yayıncıların görüşlerini yansıtmazlar. Yansıtması da düşünülemez. Atasözleri, TDK Türkçe Sözlük’e göre şöyle tanımlanır: Uzun deneme ve gözlemlere dayanarak söylenmiş ve halka mal olmuş öğüt verici söz.

Buradan da anlaşıldığı üzere tekrar etme gereği duyuyoruz: Bahsi geçen sözlük, 1927’den bu yana Türk kültür dünyasına sayısız eser kazandırmış İnkılâp Kitabevi’nin ya da sözlüğü hazırlayan Sayın Ömer Asım Aksoy’un kişisel görüşlerini hiçbir şekilde yansıtmaz, yansıtması da düşünülemez.

1941–1976 tarihleri arasında Türk Dil Kurumu’nun yönetim kurulu üyeliğini de yapmış önemli bir dilbilimci olan Saygıdeğer Ömer Asım Aksoy, bir dilbilimciye yakışır biçimde tarafsızca atasözlerimizi ve deyimlerimizi derlemiş, hangi anlamlarda kullanıldıklarını eserinde belirtmiştir.

1993 yılında aramızdan ayrılan Sayın Ömer Asım Aksoy, söz konusu eserin giriş bölümünde, bugünleri ve olası tartışmaları öngördüğünü gösterircesine, o zamandan bugüne cevap vermiş ve şöyle yazmıştır:

 “Halk arasında kullanılan sövgü sözleri ile açık saçık ve edep dışı sözler de konumuzla ilgilidir. Bunların kimisi deyim ya da atasözü niteliğinde zekice bulunmuş, güzel örgülü sanat ürünleridir. Ancak, kitaplara geçirilip geçirilmemeleri zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Dilde var oldukları yadsınamayan bu sözlerin kitaplara geçirilmesini doğru bulmayanlar, bir ahlak titizliği göstermekte, özellikle bunları okuyacak çocukları düşünmektedirler. Kitaplara geçirilmesini savunanlar ise: ‘bilimde ayıp ve utanma olmaz. Bunları kitaplara geçirmemek bilimdışı davranıştır. Dil gerçeği gizlenmemelidir. Biz istediğimiz kadar gizleyelim; o, yayılıp söylenmek akımından öteki sözlerimizden beri kalmıyor’ demektedirler. Her iki görüşü de anlayışla karşılamak gerekir.” (Ömer Asım Aksoy, Atasözleri Sözlüğü 1, Sayfa 55)

İnkılâp Kitabevi 1927 yılından bu yana temel insan hak ve özgürlüklerine riayet eden, ilkeli ve saygın bir yayıncılık politikasını bugüne taşıyan bir yayınevidir. İnsanları etnik köken, din, mezhep farklılığı, cinsiyet ayrımı ve farklı politik tercihlerine göre sınıflandıran bir yayıncılık politikamız hiçbir zaman olmamıştır, olmayacaktır.

Bu konuda yayınevimiz adına tüm hukuki haklarımızı koruyacağımızı ve tazminat haklarımızı saklı tuttuğumuzu, kamuoyuna, okurlarımıza ve sayın basın mensuplarına beyan ederiz.

Sayın Ömer Asım Aksoy’un vârisleri olan Esin Aksoy ve Süha Şevket Aksoy’un konuyla ilgili açıklaması aşağıdaki gibidir:

Babamız Ömer Asım Aksoy'un Atasözleri Sözlüğü ilk kez 1965 yılında dönemin Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanmıştır ve birçok kuşağın başvuru kitabı olmuştur, olmaktadır.  Kitap, adı üstünde bir sözlüktür, bir dilbilim çalışmasıdır. Cinsiyetçi ve ırkçı atasözlerinin, deyimlerin varoluşu hiçbir şekilde Ömer Asım Aksoy'un hayata ve insanlara karşı duruşunu yansıtmamaktadır. Önemli olan tarihimiz ve kültürümüzdeki karanlıkların su yüzüne çıkartılmasıdır. Bunun yolu klasikleşmiş dilbilim çalışmalarında tahrifat yapmak değil, tarihi ve kültürel belleğimizdeki cinsiyetçi ve ırkçı içeriklerle hesaplaşmaktır.

SAYGIYLA DUYURULUR.


İNKILÂP KİTABEVİ