LİNÇ EDİLEN BİR SÖZLÜK
Son günlerde sosyal medyada bir atasözleri sözlüğü ile ilgili kınama mesajları dolaşıp duruyor. Duyarlı ve aklı başında insanların hassasiyet gösterdiği bir konudaki bir atasözüne yer vermiş olan bu sözlüğün okullarda kullanılmasına tepkiler artıyor.
Artan tepkilere nelerin yol açtığını anlamak güç değil. Kadınlara
çirkin söylemlerle saldırılan, tecavüzcüler yerine tecavüz mağduru kadınların
cezalandırıldığı, çocuk gelin trajedilerinin halen yaşandığı, dini alet ederek ahlak
bekçiliğine kalkışanların sapıkça düşüncelerinin bırakın yetişkinleri çocuklarımızın
dahi özgürlüklerine el uzattığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Hepimiz bunlar
karşısında sesimizi yükseltmeyi vicdani bir görev biliyoruz.
Ancak unutmamalıyız ki sözlükler dilbilimciler tarafından ve
nesnel kriterlere göre derlenir. Eleştirilen bu sözlükteki tartışma yaratan
atasözü toprağımızın insanları tarafından yaratılmış ve bir kesimin korkunç
sayabileceğimiz zihniyetini yansıtan bir atasözü. Bilimsel bir nesnellikle
sözlükte kendine yer bulması eğitimciler için bir fırsat. İnsanımızın bu kötü söylemiyle
onu yok saymadan bilinçli bir şekilde yüzleşmek olumsuzluğu pekiştirmekten çok dünyayı
iyileştirmeye hizmet edecek sonuçlar doğurmaya yatkın. Sözlüğün atasözünü
açıklaması sayesinde karşısında olmamız gereken kötülüğün şekli de tanımlanmış oluyor.
Bakın İnkılap Kitabevi'nin konuyla ilgili basın açıklaması ne diyor:
KAMUOYUNUN DİKKATİNE;
Türk Dil Kurumu tarafından ilk defa 1965 yılında, daha
sonra, 1988 yılından itibaren İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlanmaya devam
edilen Atasözleri Sözlüğü’ne dair sosyal medyada yayılan spekülasyonları
üzülerek takip etmekteyiz. Üzerine spekülasyonlar yaratılarak eleştirilere
maruz kalan eser, Türkiye’nin en değerli dilbilimcilerinden Ömer Asım Aksoy’un
kaleme aldığı bir SÖZLÜKTÜR. Sözlükler
yaşayan dili belgeler, tarihi kayıtların oluşturulmasına yardım eder.
Onaylamaz, yargılamaz, taraf tutmaz, olumlamaz. Sözlükler nesnel eserlerdir.
Sözlükler derleyicilerinin, dilbilimcilerin, yayıncıların
görüşlerini yansıtmazlar. Yansıtması da düşünülemez. Atasözleri, TDK Türkçe Sözlük’e
göre şöyle tanımlanır: Uzun deneme ve gözlemlere dayanarak söylenmiş ve halka
mal olmuş öğüt verici söz.
Buradan da anlaşıldığı üzere tekrar etme gereği duyuyoruz:
Bahsi geçen sözlük, 1927’den bu yana Türk kültür dünyasına sayısız eser
kazandırmış İnkılâp Kitabevi’nin ya da sözlüğü hazırlayan Sayın Ömer Asım
Aksoy’un kişisel görüşlerini hiçbir şekilde yansıtmaz, yansıtması da
düşünülemez.
1941–1976 tarihleri arasında Türk Dil Kurumu’nun yönetim
kurulu üyeliğini de yapmış önemli bir dilbilimci olan Saygıdeğer Ömer Asım
Aksoy, bir dilbilimciye yakışır biçimde tarafsızca atasözlerimizi ve
deyimlerimizi derlemiş, hangi anlamlarda kullanıldıklarını eserinde
belirtmiştir.
1993 yılında aramızdan ayrılan Sayın Ömer Asım Aksoy, söz
konusu eserin giriş bölümünde, bugünleri ve olası tartışmaları öngördüğünü
gösterircesine, o zamandan bugüne cevap vermiş ve şöyle yazmıştır:
“Halk arasında
kullanılan sövgü sözleri ile açık saçık ve edep dışı sözler de konumuzla
ilgilidir. Bunların kimisi deyim ya da atasözü niteliğinde zekice bulunmuş,
güzel örgülü sanat ürünleridir. Ancak, kitaplara geçirilip geçirilmemeleri
zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Dilde var oldukları yadsınamayan bu
sözlerin kitaplara geçirilmesini doğru bulmayanlar, bir ahlak titizliği
göstermekte, özellikle bunları okuyacak çocukları düşünmektedirler. Kitaplara
geçirilmesini savunanlar ise: ‘bilimde ayıp ve utanma olmaz. Bunları kitaplara
geçirmemek bilimdışı davranıştır. Dil gerçeği gizlenmemelidir. Biz istediğimiz
kadar gizleyelim; o, yayılıp söylenmek akımından öteki sözlerimizden beri
kalmıyor’ demektedirler. Her iki görüşü de anlayışla karşılamak gerekir.” (Ömer
Asım Aksoy, Atasözleri Sözlüğü 1, Sayfa 55)
İnkılâp Kitabevi 1927 yılından bu yana temel insan hak ve
özgürlüklerine riayet eden, ilkeli ve saygın bir yayıncılık politikasını bugüne
taşıyan bir yayınevidir. İnsanları etnik köken, din, mezhep farklılığı,
cinsiyet ayrımı ve farklı politik tercihlerine göre sınıflandıran bir
yayıncılık politikamız hiçbir zaman olmamıştır, olmayacaktır.
Bu konuda yayınevimiz adına tüm hukuki haklarımızı
koruyacağımızı ve tazminat haklarımızı saklı tuttuğumuzu, kamuoyuna,
okurlarımıza ve sayın basın mensuplarına beyan ederiz.
Sayın Ömer Asım Aksoy’un vârisleri olan Esin Aksoy ve Süha
Şevket Aksoy’un konuyla ilgili açıklaması aşağıdaki gibidir:
Babamız Ömer Asım Aksoy'un Atasözleri Sözlüğü ilk kez 1965
yılında dönemin Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanmıştır ve birçok kuşağın başvuru
kitabı olmuştur, olmaktadır. Kitap, adı
üstünde bir sözlüktür, bir dilbilim çalışmasıdır. Cinsiyetçi ve ırkçı atasözlerinin,
deyimlerin varoluşu hiçbir şekilde Ömer Asım Aksoy'un hayata ve insanlara karşı
duruşunu yansıtmamaktadır. Önemli olan tarihimiz ve kültürümüzdeki
karanlıkların su yüzüne çıkartılmasıdır. Bunun yolu klasikleşmiş dilbilim
çalışmalarında tahrifat yapmak değil, tarihi ve kültürel belleğimizdeki
cinsiyetçi ve ırkçı içeriklerle hesaplaşmaktır.
SAYGIYLA DUYURULUR.
İNKILÂP KİTABEVİ